Ülkemiz nereye gidiyor, yarın ne olacak, artık bunun hesabı dahi yapılamaz hale geldi. Bulunduğumuz coğrafya itibariyle yıllardır bir karmaşanın içerisinde kendimizi aramaya devam ediyoruz. Kendi iç sorunlarımız ve sorularımız cevabını bulamamışken cevapsız soruların ardında kendini arama derdine düşen bir sürü insan ile birlikte bir yerlere sürüklenip gidiyoruz.

Ülkeler arası ilişkilerde tek gerçek vardır. O da menfaattir. Bu tarih boyunca bu şekilde süregelmiş ve bundan sonra da bu şekilde devam edip gidecektir. Aynı durum ülkeler arasında olduğu gibi ülke içerisindeki siyasi fikirler için de geçerlidir. Ülkemizde var olan siyasi kişilikler de kendi doğrularını birilerine empoze etmek ve kabullendirmek adına çeşitli sebep ve bahaneler ile birlikte söylemlerine devam edeceklerdir. Bu söylemler etrafından taraftar toplamaya çalışan siyasi kimliklerin sözleri bazen gündemi oluşturup, oluşturdukları gündeme evet doğru dedirtecek insanlar bulma adına olur, bazende oluşturulan gündeme sadece siyasi fikrine ters diye karşı çıkıp eleştiren ve bu eleştirisinin altını doldurmaya çalışan sözler adına olur. Fakat şu bilinmelidir ki gündemi kovalayanlar oluşturanların hep bir adım gerisinde kalıp, kaçanı kovalamaya devam edeceklerdir.

Geçenlerde T.B.M.M tarafından oylamaya sunulan ve çoğunluk oyla kabul edilen tezkeremiz de gündem oluşturmak ve gündem kovalamak adına çok güzel bir örnekti. Düne kadar dost olduğumuz ülkeler ile bugün savaş çığlıkları atacak kadar düşman hale gelmemizin tek bir mantıklı açıklaması vardır. O da menfaat ilişkilerindeki dengesizliktir. Bu menfaat bazen birilerinin menfaatlerini koruma ve kollama adına olsa da, bazen de ülkemizin iç sorunlarının gündemden çıkarılıp yeni yeni gündemler oluşturulması adına yapılan siyasi bir manevra olarak kabul edilebilir. Fakat her ne olursa olsun böyle bir durumda , evetçiler ve hayırcılar çıkacaktır ve çıktı da… Fakat burada asıl kazanan ve ortada olmayan kimsenin görmek istemediği asıl başka bir grup vardır. Evetçiler ve hayırcıları oluşturup, kenardan izleyen ve bu durumdan evetçileri ile de hayırcıları ile de taraftar toplayan ve gündem dediğimiz asıl durumu oluşturanlar bu durumdan asıl menfaat sağlayanlardır.

Türkiye siyasetinin son yıllarına bakıldığında bu iyi polis kötü polis oyununu her yaşanan durumda görüyoruz. Birileri hiç ortada yokken ortaya bir şey atar ve birileri de buna karşı olmak veya taraf olmak adına bu ortaya atılan durumu geliştirir durur. Bu kişiler klasik tabir ile dış güçler oyunu gibi komedi bir kelimeye sığdırılacak kadar basit, kurtlar vadisine konu olabilecek kadarda kozmik bir olay değildir : )) Aslında asıl karmaşık ve araştırılması gerekenler, bu durumu ortaya çıkaranlar değil, böyle bir durumda bu olayı eveti veya hayırı ile büyütenlerdir.

Söylemleri ile davranışları arasında tamamen birbirine zıt ve o gün içerisindeki havaya göre esen, hava şartlarına göre yağıp gürleyen bu kişiler, karşı oldukları siyasi fikirleri her daim büyütmeye ve geliştirmeye devam edeceklerdir. Dünya denilen bu yuvarlak içerisinde köşe kapmaca oynayan, sabit fikirleri ile doğruyu arayan dahası kendince doğru saydığı her şeyi tek gerçek gibi etrafındakilere aşılamaya çalışan, belki doğru olarak bildiği kavramın içini dahi dolduramayan bu tür insanları gördükçe kendimle gurur duymaya devam ediyorum : ))