Yıllar öncesi…. Çocukluğum… Sessiz içine kapanık…. Sormazsan cevap vermeyen bir çocuk… Etrafımda yüzlerce insan olmasına rağmen yalnız… yapayalnız… Kapatmış kendisini bu dünyaya… İnsanların gözlerine bile bakamaz.. ve köy özlemi… Hiç bitmeyecek bir hasret… Sonu asla olmayacak… Belki o son ile  kavuşacağım o topraklara… Hoca duasını okuyacak… İnsanlar haklarını helal edecek.. Ve üstüne atılan topraklar… O zaman kavuşacağım portakal çiçeğine… Yıllar yılı hasretim, kavuşamadığım, gidemediğim, ulaşamadığım hasretim..

Yağan yağmurdan sonra çıkan güneşle birlikte etrafa saçılan o müthiş koku… Ömrüm… Vatanım… Atayurdum… Anayurdum.. Babayurdum…

Her sene bu mevsim gelince içime bir hüzün çöker… Bir memleket hasreti… Bir vatan toprağı… Ve yine o zamandayız…  Yine o portakal çiçeğinin kokusu yine vatan toprağı çekiyor beni… Sadece o koku için binlerce kilometre gidip sadece yarım saatlik kalarak döndüğümü biliyorum….  Adımın hakkı belki de o topraklara özlem…

Gecenin bir yarısı düştü yine aklıma iplere dizilenler… Nasipten öte yol yok… Belki bu sene tekrar, yine, yeniden ve inşallah bir sene ya da bir ömür o koku… Nasip……..