Hayatım boyunca hep birilerine faydalı hep yapıcı olmaya çalıştım. En azından aynaya bakınca aynada farklı bir yüz görmüyorum. Birilerine yaranmak gibi bir derdim asla olmadı ama bazen kendimden vazgeçip karşımdaki adına düşünmeye kadar da varan anlarım oldu. Fakat tuhaftır tüm bunların sonucu hep aynı. kendi kendine kızan, sinirlenen, sinirini klavyeden yada duvardan çıkaran bir tip çıktı ortaya…

Gerçekten dünya değişiyor sanırım. değişen dünyamı insanlarmı gibi saçma bir tartışmayla zaman tüketmek istemiyorum ama değişiyor dünya… ve geçen her dakikada benden uzaklaştığı da kesin… Zamanın gerisinde kaldım sanırım. durdu benim saat…

Nereye kadar devam eder bu durgunluk yada suskunluğum bilmiyorum içimden artık yeter demek geliyor beceremiyorum… işte bu sefer tamam bu defa son artık yok desemde yine yoklar yokolup gidiyor…………

Dün diyemediğim cümleler bugün kendime kızmalarımın sebebi oluyor hep… Kestirip atmak denen kelime hayatıma giremedi gitti. YOK diyememenin derdini çekmeden yapamıyorum sanırım. Akıllı olupta dünyanın kahrını çekmek daha mantıklımı geliyor acaba..

Uzun süredir kelimelerim suskundu. içine kapanık, durgun ve sessiz…Söylemek istediklerim hep başka başka kelimelerle başka türlü çıkar oldu.Kendimi kandırıp duruyorum sanırım. Ya da avuntum bu herhalde.. başka başka kelimelerle içimdekiler anlatmaya çalışmam nereye kadar sürecek onu da bilmiyorum.

Birikiyor gün geçtikçe yığılıyor içimde cümleler, kelimeler… Hep aklıma suskunluğumun gereğini yapmak geliyor.. sus yat ve uyu… çek sineye gitsin… unut tabi unutabilirsen.. Ama bir süre sonra biriken kelimeler cümle hatta paragraf paragraf destan oluveriyor ve o an benliğim yok.. yarınım bihaber… dünüm hiç yaşanmadı…Gelecekde zaten hiç gelmeyecek… umrumda değil umudum olan ne varsa…

Artık son olsun.. Birikmeden ne varsa yaşanacak yaşandığı anda başlasın ve bitsin yaşananlar… duman duman içime çekmekten bıktım… Bu son olsun.. Artık son olsun…