4 Nisan 1997 yılından bu zamana çook zaman geçdi sanki ama dün gibi daha. o karın altında damla damla akan gözyaÅŸları ve BaÅŸbuÄŸlar Ölmez diye haykıran diller daha dün gibi… Ve geçen onca yıl. ÅŸimdi zaman 9 nisan 2009. bir düzine yıl geçmiÅŸ ama bir düzine adım aldık mı bilmiyorum. EleÅŸtirmek mi deniyor buna… Yada sorgulamak mı yoksa biz olmak mı bilmiyorum ama ardından geçen onca senenin ardından hislerde yavaÅŸ yavaÅŸ yıllara yenik düÅŸüyor… Varlığımın sebebi ve insan olmanın bilinci içinde faydalı olabilmenin inancıyla o ülküye doÄŸru her adımda biraz daha biraz daha gayret diyerek çalışan yürekler… ve ne yaptığını bilmeden sadece adı ‘ülkücü’ olan binlerce kelle…
Ne için, neye varmak adına, nereye kadar ve nasıl sorularından bihaber düÅŸtük bir varlığın peÅŸinden yanlışlarıyla doÄŸrularımızı aramaya devam ediyoruz. Zıtlıklar içerisinden doÄŸruları bulma derdinde sadece senci veya benci bir sürü insan… Oysa daha düne kadar bizden baÅŸkası yoktu.. doÄŸrumuz doÄŸru yanlışımız yarının yatırımı diye düÅŸünüyor ve sorgusuz sualsiz EVET diyebiliyorduk..
Åžimdi birÅŸey olabilmenin derdine düÅŸmüÅŸ, bir sürü ÅŸeyler ile birÅŸeyler olmaya çalışıyoruz… ve ilginçtir dildeki naÄŸmeler yine aynı… unutmadık unutturmayacağız.. unutmayacağız… kendimizi hatırlayamadan, varlığımızı sorgulamadan, benliÄŸimizi unutarak…!!!
Mekanın cennet inÅŸallah BaÅŸbuÄŸum… Bunca geçen yılın ardından bunca yaÅŸananların ardından keÅŸke demenin acısı ile Allah yattığın yeri nur eyler inÅŸallah..
Eskiden bir kağıt.. bir kalem.. bir de sigaram.. diye başlayan şiirlerim vardı. yalnızlığımın tek dostu gecelerde karalanmış cümleler ile anlatmaya çalışırdım kendimi… Bazen umut olurdu her kelimem bazen de koca bir YOK luk...
DEVAMINI OKU