Olmayan ne ya da olanın günahı… Yanlışlar arasında doğruyu arayan yürek. Kendimi yok sayarcasına varlığıma inat duygular. Beklentilerin anlamsızlığı arasında inadına beklemek. Mutluluğun adı bu değil. İçim acıyor ve yapayalnız dünyanın kalabalığı içerisinde kaybolup gidiyorum bu gece…

Olması gerekenler… Olmayacaklar… Olanlar… Her şey birbirine girdi. Beklentilerimin olmayacak sınırındayım… Yasaklar arasında varlığımın kuralları ile karma karışığım. Suskun çığlıklarım sessizliğime tercüman bu gece… Dost sohbetlerinden bir ses daha sussun…  Kendimle hesaplaşmanın suskunluğunda bir ses daha kayboldu… Varsın bu da böyle olsun… İçim acısa da susmak yakışır… Hayatın doğrularını yaşayarak öğrensin herkes… Dert değil diyecek kadar olamamanın suskunluğu ile cümleler yine klavyenin tuşlarına kaldı bu gece… Herkesi kendime göre düşünmenin anlamsızlığında başkalarına göre ortaya çıkan sonuçların mahcupluğu ile suskunluğum karıştı bu gece… Asla ön yargılarımın kurbanı olmadı cümlelerim. Umarım yarınlarda haklı olmanın mahcubiyeti ile var olmaz cümleler.

Kendimle hesaplaşmanın sorgularında duman duman yanıyor içim ama sorguların sonuçlara cevap olmayacağını da biliyorum. Yasaksız ve kuralsız yarınların olmayacak hayalleri ile avunmak geçiyor içimden sadece… Kitapların kelimeleri ile avuntum… Cümleler kime neyi anlatır bilmiyorum ama her kelime hatta her hece sigaramın hatırası… Her tekrarda bir defa daha aynı hayatı yaşamak… Yeniden dünyaya gelir gibi…  Gençliğimin şarkıları ile yankılanmaya devam ederken gece, sonsuzluğun çıkmazlarında kaybolup gitmeye razı yüreğim…

Sanal gerçeklerin sanal yansımalarına bir kaç paragraf daha olsun bu cümleler… Ya da sadece tarihe not düşme adına karma karışık duygulara tercüman kelimeler…