Bana Dair

Bin ışık yılı uzakta…

Ellerim üşüyor… Hava buz gibi… Titrek.. Tedirgin.. Korkak belki de… Yılların korkusu… Ya da yılların kokusu… O hikayenin son paragrafı… Bitmeyen üç noktanın arasına virgül, virgülden sonra ünlem gibi…

Bin ışık yılı uzaktan… Yığınların arasından duman duman… Yalnızlığımın en dibinde okunan ezan sesi ile başlayan sıcaklık… Yalnızdım ve yalnızız… Bulanık seherlerde bir kutlu ezan gibi cümlesindeki sır…

Olmazların son deminde, geç kalmış hayatın son perdesi belki de… Gözlerine bakamadığım her insanın, söyleyemediğim sustuğum her cümlenin sebebi, her şarkının kelimesi, her şiirin harfi, her gecenin karanlığı, her hayalin sonu, yastığın dili belkide… 1011 olmuş.. Tıpkı o ilk rakamlar gibi… Ortadaki harfler ve tesadüf herhalde… Hayatın şifresi mi acaba…

Yine duman duman sadece ve yine gözlerim yanıyor… Yıllar sonra yeniden, milyon tane test sorusu çözüp, kendini çözemeden dersten çıkıp çalan zile koşmak…

İçimde sessizliğin gümbürtüsü var… Şimdi susuyorum bağıra çağıra!.. Uzansam dokunurum ipekten saçlarına… Tüm asilliğin ve güzelliğinle karşımdasın;

Ama bin ışık yılı uzakta……………

Hani şairin son şiiri… Ciltli defterlerde kalmış cümlelerin son yansıması… Taaa beşikten mezara kadar…

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir