Yine siyahın gururu, yine karanlığın dumanı, yine tonlarca ağırlık altında kalan yürek… Duman duman yine bu gece… BoÄŸazıma düğümlenen kelimeler… Sorun, hüzün dert, keder bunlar da uzak aslında ama sıradanlaÅŸan senelik nöbetlerden bir gece sadece.  GüneÅŸ enerjisi altındaki yazılar veya portakal aÄŸacının altı… Titreyen elimde o heyecanlı yürek.. HoÅŸgeldin gönlüme derken biten dünyam yada yeniden baÅŸlangıç… İnadına yaÅŸam, inadına gayret ve gamzeler arasında kalan geçmiÅŸ… Kelimeler çorba aslında ama her harf belki bir yıl…
Tren yolunda, trenin altında kalan gazoz kapağı kadar eski. Yada kırmızı bisikletin üzerindeki tüm boncuklar, parlak ÅŸifon… DaÄŸdahan aÄŸacının meyvesi kadar hareketli ve uzak… Bir poÅŸet dolusu bilye kadar renkli ama bir o kadarda hırçın.
Yönümü her doÄŸuya dönüşümde yüzümdeki mutluluk, zamanın içinde kaybolan arabesk naÄŸmeler.. bedelsiz kahverengi çekyat… DoÄŸan her güneÅŸle birlikte artan sorunların altında buz tutan damlaların mutfak tezgahındaki bir yumrukla eriyip gitmesi.
O çam aÄŸacının altında kaybolan gurur… Kıbrısın kırmızı paketli baÅŸlangıcı… Radyoda frekanslarda saklı ömrüm… Otobüsün kapısından dışarı çıkıp haykıran o ses…
Bilet deÄŸerinde haftanın aylık harçlığı… İşte tam orada damla damla yürek.. Umut yarına… Okumak deniyor buna… habersiz hastane koridorları altında yaÅŸamak umuduyla… Tam orada kesilen bilet… Ve üst tarafı çam aÄŸacının altı… Üç nokta… Üç nokta… Üç nokta… Hep bir umut, geçmiÅŸe de geleceÄŸe de ÜÇ NOKTA…
Eskiden bir kağıt.. bir kalem.. bir de sigaram.. diye başlayan şiirlerim vardı. yalnızlığımın tek dostu gecelerde karalanmış cümleler ile anlatmaya çalışırdım kendimi… Bazen umut olurdu her kelimem bazen de koca bir YOK luk...
DEVAMINI OKUSubscribe to our mailing list and get interesting stuff and updates to your email inbox.
Thank you for subscribing.
Something went wrong.