Olmayan ne ya da olanın günahı… Yanlışlar arasında doğruyu arayan yürek. Kendimi yok sayarcasına varlığıma inat duygular. Beklentilerin anlamsızlığı arasında inadına beklemek. Mutluluğun adı bu değil. İçim acıyor
Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun. Tüm tartışmalara rağmen 29 Ekim 2012 de de Cumhuriyet Bayramı Türk Milleti tarafından, kendini Türk hisseden herkes tarafından kutlanıyor ve ebediyen kutlanmaya devam edecektir.
Gözlerde başlar değil mi her şey… Bakışlar anlatır kelimelerin anlatamadığını. Peki ya bakamıyorsan yada söyleyemiyorsa gözler anlatılmak isteneni. Sorun hep bu. Dinler gibi görünmek ya da kasmak iyice
Ülkemiz nereye gidiyor, yarın ne olacak, artık bunun hesabı dahi yapılamaz hale geldi. Bulunduğumuz coğrafya itibariyle yıllardır bir karmaşanın içerisinde kendimizi aramaya devam ediyoruz. Kendi iç sorunlarımız ve
Hani hep bu iş benim işim değil dediğim kelimeler var yaa… Acaba diyorum şimdi.. Yada keşke.. Ama herşeyden önce hayırlısı tabi… Neyden bahsediyorum o da bana kalsın… Yazıyoruz
Dilimizden düşmeyen şarkılar, Yalan yanlış hatıralar, Kırık dökük bu satırlar, Keşkeler kaldı bize, Birde yara kaldı, birde dert kaldı bize Gece yarısı buluşmak varmış, Gün batımlarında ağlaşmak, Tan
Yanıp sönen sokak lambasına bakıp dururken söylenecek milyonlarca kelimeyi bir araya getirme derdindeyim. Damlalar ruhuma dökülüyor. Dışına çıkmasına izin vermek istemiyorum. Ne olmak derdinde olduğunu bilmeyen düşüncelerim
Yine siyahın gururu, yine karanlığın dumanı, yine tonlarca ağırlık altında kalan yürek… Duman duman yine bu gece… Boğazıma düğümlenen kelimeler… Sorun, hüzün dert, keder bunlar da uzak aslında
Dışarıdan gelen sesten sonra… Sözün özünü baştan söylemenin tadı bu olsa gerek. Belki de öyle olmasını istiyorum. Yazdıklarımı sadece benim anlayıp yorumlamam ne kadar anlamsız bir durum aslında…